Kategoriler
- Sağlık
- Gündem
- Moda
- Haftalık Burç Yorumları
- Estetik
- Teknoloji
- Aksesuar
- Alışveriş Rehberi
- Psikoloji
- Kişisel Gelişim
- Mekanlar
- Aşk
- Saç Bakımı
- Burçlar ve Aşk
- Beslenme
- Konser-Müzik
- Stil
- Hamilelik
- Kitap
- Çocuk Gelişimi
- Evlilik
- Spor-Egzersiz
- Sinema
- Cinsellik
- Annenin Not Defteri
- Makyaj
- Cilt Bakımı
- Kariyer
- Yeni Ürünler
- Gezi
- Hediye
- Düğün
- Sergi-Müze
- Dekorasyon
- Samsun
- Parfüm
- Samsun Escortları
- Avrupa Yakası
- Televizyon
- Nişantaşı
- Fındıkzade
- Samsun Escortları
- Bakırköy Escortları
- Samsun
- Bakırköy
- Beylikdüzü Escortları
- Bahçeşehir Escortları
- Avcılar escortları
- Avrupa Yakası Escortlar
- İstanbul escortları
- Nişantaşı Escortları
- Halkalı Escortlar
- Samsun Escortları
- Yenibosna Escortlar
- Samsun
- İstanbul
- Esenler Escortları
- Kadıköy Escortları
- Şirinevler Escortları
- Anadolu Yakası Escortlar
- Bahçeşehir Escortlar
- Kurtuluş
- Avcılar
- Rus
- Esenyurt
- Zeytinburnu Escortları
- Bahçelievler
- Esenyurt Escortları
- Topkapı
- Samsun escort
Chagall 'yaşam ve Aşk'
bir sanatçı ruhun yansıması son zamanlarda sanatçı ruhlardan şimdiye kadar
hayli
etkilenmeye başladım.eskiden yalnızca
resim olarak baktığım tablolara şimdilerde baktığımda savayı
hayatlara dokunmuş benzer
oluyorum. Onların hislerini renklerle dile otele gelen getirmeleri içime dokunuyor .elime tuvalleri, renkleri alıp ben de anlatmak istiyorum. Renklerin coşkusu içinde kaybolmak bazen kelimeleri aramaktan hala
kolayca
geliyor.marc Chagall’ın bir iki resmini görmüşlüğüm vardı ama anal escort bayan resimleriyle ismini yan yana getiremezdim . Hele ki ruhunu, sevgisini, yaşam coşkusunu tarif edemezdim.sergi gezmek bir sanatçının hayatına küçük
süreli dahil bulunmak
gibi…pera Müzesi'nde 3 kata yayılmış Marc Chagall sergisini gezerken yalnızca
resimleri değil, bir kişinin yaşam hikayesini, o resimlerin nasıl oluştuğunun bilgilerine de ulaşıyorsunuz. Resimlerin altındaki notlar, duvarlarda anlatılan küçük
hikayeler ve sanatçının hayatına dair fotoğraflarla dolu bir sergiyi gezerken o sanatçının ruhunu, hayatını yaşıyorsunuz . Hele karşınızda bir de konuşan Chagall olunca, resimleri aklınıza kazınıyor.98 yıllık bir hayat hikayesinden, o zamanın tarihini, o dönemdeki toplumsal problemlerini, kişinin gelişimini ve yansımasını izliyorsunuz.ayna tutan yaşamlar… düşünüyorum da her birimizin yaşamları birbirimize ne hayli
ne
nedeniyle
aynalık yapıyor.alabileceğimiz mesajlar, geliştirebileceğimiz yönlerimizi aslında istersek birbirimiz üzerinden dikkatli bir gözlemle öğrenebiliriz.bunun nedeniyle
tabii başlıca
bakmasını bilmemiz gerekiyor.hayatına dahil bulunduqum
sürece Chagall’in, yaşama tutunuşu, karısı Bella’ya olan aşkını ve yaşadığı dönemde Yahudi olması sebebiyle maruz kaldığı sıkıntılara ortak oldum. Yakılan yüzlerce resminden sonra, gene dimdik ayakta duruşunu ve tükenmeyen yaşam coşkusunu resimlerine yansıtmasını gördüm. Renklerle dans eden, baktığına özünü
katarak yorumlayan bir sanatçı gördüm.bir kişinin yaşamından bir fazla
kişiye giden mesajları, dolu dolu yaşamış, ölümsüzleşmiş bir ruhu gördüm.siz de kendinize bir ödül verin; havada uçuşan eşekler, öpüşen sevgililer, damda oturan bir büyükbaba yahut
mutlulukla öten horozları görmek, Chagall’le tanış olmak
nedeniyle
Pera’ya gidin.bakın bakalım onun sizdeki yansıması ne olacak.sevgiyle yazdım,saba Deniz Yaşam Koçuchagall Pera Müzesi'nde! Suna ve Inan Kıraç Vakfı Pera Müzesi'nde "chagall: Aşk ve Yaşam" başlıklı sergi 24 Ocak 2010 tarihine dek
gezilebilir.Şuradan...
hayli
etkilenmeye başladım.eskiden yalnızca
resim olarak baktığım tablolara şimdilerde baktığımda savayı
hayatlara dokunmuş benzer
oluyorum. Onların hislerini renklerle dile otele gelen getirmeleri içime dokunuyor .elime tuvalleri, renkleri alıp ben de anlatmak istiyorum. Renklerin coşkusu içinde kaybolmak bazen kelimeleri aramaktan hala
kolayca
geliyor.marc Chagall’ın bir iki resmini görmüşlüğüm vardı ama anal escort bayan resimleriyle ismini yan yana getiremezdim . Hele ki ruhunu, sevgisini, yaşam coşkusunu tarif edemezdim.sergi gezmek bir sanatçının hayatına küçük
süreli dahil bulunmak
gibi…pera Müzesi'nde 3 kata yayılmış Marc Chagall sergisini gezerken yalnızca
resimleri değil, bir kişinin yaşam hikayesini, o resimlerin nasıl oluştuğunun bilgilerine de ulaşıyorsunuz. Resimlerin altındaki notlar, duvarlarda anlatılan küçük
hikayeler ve sanatçının hayatına dair fotoğraflarla dolu bir sergiyi gezerken o sanatçının ruhunu, hayatını yaşıyorsunuz . Hele karşınızda bir de konuşan Chagall olunca, resimleri aklınıza kazınıyor.98 yıllık bir hayat hikayesinden, o zamanın tarihini, o dönemdeki toplumsal problemlerini, kişinin gelişimini ve yansımasını izliyorsunuz.ayna tutan yaşamlar… düşünüyorum da her birimizin yaşamları birbirimize ne hayli
ne
nedeniyle
aynalık yapıyor.alabileceğimiz mesajlar, geliştirebileceğimiz yönlerimizi aslında istersek birbirimiz üzerinden dikkatli bir gözlemle öğrenebiliriz.bunun nedeniyle
tabii başlıca
bakmasını bilmemiz gerekiyor.hayatına dahil bulunduqum
sürece Chagall’in, yaşama tutunuşu, karısı Bella’ya olan aşkını ve yaşadığı dönemde Yahudi olması sebebiyle maruz kaldığı sıkıntılara ortak oldum. Yakılan yüzlerce resminden sonra, gene dimdik ayakta duruşunu ve tükenmeyen yaşam coşkusunu resimlerine yansıtmasını gördüm. Renklerle dans eden, baktığına özünü
katarak yorumlayan bir sanatçı gördüm.bir kişinin yaşamından bir fazla
kişiye giden mesajları, dolu dolu yaşamış, ölümsüzleşmiş bir ruhu gördüm.siz de kendinize bir ödül verin; havada uçuşan eşekler, öpüşen sevgililer, damda oturan bir büyükbaba yahut
mutlulukla öten horozları görmek, Chagall’le tanış olmak
nedeniyle
Pera’ya gidin.bakın bakalım onun sizdeki yansıması ne olacak.sevgiyle yazdım,saba Deniz Yaşam Koçuchagall Pera Müzesi'nde! Suna ve Inan Kıraç Vakfı Pera Müzesi'nde "chagall: Aşk ve Yaşam" başlıklı sergi 24 Ocak 2010 tarihine dek
gezilebilir.Şuradan...
Eşyalarınız sizi ne öğretir?
bu aralar cici kızıma eşyaları öğretmeye çalışıyorum. Onlara özen
etmeyi, sevmeyi, bakmayı, sahiplenmeyi ama benzer
anda
paylaşmayı, tutunmamayı gerektiğinde kolayca vazgeçebilmeyi… Değer vermeyi, ama bir öbür
taraftan da özünü
onunla bütünleştirmemeyi… Değerini eşyaları üzerinden etiketlememeyi… Cicimin eşyalarla bu sıralar arası pek bir haşır neşir. Aralıksız
bir şeylerini kaybedip Orijinel Fotoqraflı escort aramakla meşgul . Ya da onlara çarpıp canını acıtıyor. Bir arkadaşı eşyasını istediğinde ise vermeyi kimi mevsim
reddediyor. Ben de o sebeple otele gelen bayan farkındalığımı eşyalara çevirdim . Uzun zamandır, onları dinlememiş ve söylediklerini duymamış olduğumu değişik bir şey
ettim. Oysaki kendimi tanıma yolculuğumda ne iri
rehberlikleri varmış. Yürümeye ilk başladığınızda çarptığınız koltuk köşelerine, büfe kenarlarına gidip “ıhh ıhh” sanarak
vurmuşluğunuz var mı? Ya da belki onu Ataköy İri Göğüslü Bayan hatırlamıyorsunuz ama komşunuzun oğlu ya da
yeğeniniz gelince yere düşüp kolumu çarptığında gidip “al sana, al size
kötü dolap . Niye onun canını acıttın” diyorsunuz. Bu davranışınızla aslında kendinize ya da
yeğeninize öğrettiğiniz ne biliyor musunuz? Olan bir olay karşında kendine bakmadan, nerede sorumluluk alamadım, dikkatli olmadım demeden evvel
bir suçlu arayıp, ona kızmayı öğretiyorsunuz. Torununuz uğramadan
evdeki eşyaları kaldırıyor musunuz? Tehlikeli köşelere yastıklar koyup açık pencereleri kapatıyor musunuz? Bu tür müdahalelerle ne yaptığınızın farkında mısınız? Onun öğrenme sürecine karışıyorsunuz. Dikkati öğrenme ve kullanma sürecini erteliyorsunuz. Bu ishi
onun karşılık olaraq
siz yapıyorsunuz. Bir sanyede
görmediğiniz eşyalar çocuğunuzla girdiğini her çevrede
kavram
değiştiriyorlar mı? Fazla
sevdiğiniz bir arkadaşınız aradığında ses çıkaran bir anahtarlık çocuğunuzu bir süre oyalayabiliyorsa, kurtarıcıya; bir karşılık olaraq
batabilir endişesi taşıdığınız çubuklu oda parfümü canavara dönüşüyor. özet olarak
sorayım: Eşyalarınızın sizi
ne öğretmeye çalıştığının farkında mısınız? Onlara değer ve ehemmiyet
veriyor musunuz? Birkaç soruyla sizi
nerede olduğunuzu anlamanız nedeniyle
yardımcı olayım: -açık büfe restorandan aldığınız her herneyi
yiyor musunuz? (sınırlarınızı biliyor musunuz? Yoksa nefsiniz beyleri
ele mi geçirmiş?) -evdeki eşyalarınızın düzenli bakım ve onarımını yapıyor musunuz? (sahip olduklarınıza ehemmiyet
verdiğinizi, şükrettiğinizi gösterir. Bu da beyleri
bir üst zemine taşır.) -kullanmadığınız eşyalar hala evinizin bir köşesinde ya da bir depoda mı? Yoksa onları ihtiyacı olanlara verdiniz mi? (bir gün lazım olur sanarak
tuttuğunuz her şeyle evrene verdiğiniz mesaj, karşılık olaraq
yenisini koyamam endişesidir. Kıtlık bilincine sokar sizi. Bırakın tutunduklarınızı, ihtiyacınız olduğunda yenisi gelecektir. ) -vazgeçemediğiniz eşyalar var mı? Onlardan niye ayrılamıyorsunuz? (artık kullanmadığınız, eskimiş eşyalar erkeklerin
geçmişe tutunduğunuzu gösterir. Bu da yaratım enerjinizi düşürür. Boşaltın dolaplarınızı, yeniye yer açın.) -evdeki tabak çanak takımını günlük ve misafirlik sanarak
ayırıyor musunuz? (kendinize zorunlu
değeri ve önemi vermediğinizi gösterir. Her gün eve gelen konuk
siz olun. Kendinizi sevin. Siz değerlisiniz.) Tutunduğunuz her ne olursa
kolaylıkla bırakmanız ve sadeliğin içindeki hezzi
yaşamanız dileğiyle… Sevgiyle yazdım. Saba Deniz Yaşam ve Nefes KoçuŞuradan...
etmeyi, sevmeyi, bakmayı, sahiplenmeyi ama benzer
anda
paylaşmayı, tutunmamayı gerektiğinde kolayca vazgeçebilmeyi… Değer vermeyi, ama bir öbür
taraftan da özünü
onunla bütünleştirmemeyi… Değerini eşyaları üzerinden etiketlememeyi… Cicimin eşyalarla bu sıralar arası pek bir haşır neşir. Aralıksız
bir şeylerini kaybedip Orijinel Fotoqraflı escort aramakla meşgul . Ya da onlara çarpıp canını acıtıyor. Bir arkadaşı eşyasını istediğinde ise vermeyi kimi mevsim
reddediyor. Ben de o sebeple otele gelen bayan farkındalığımı eşyalara çevirdim . Uzun zamandır, onları dinlememiş ve söylediklerini duymamış olduğumu değişik bir şey
ettim. Oysaki kendimi tanıma yolculuğumda ne iri
rehberlikleri varmış. Yürümeye ilk başladığınızda çarptığınız koltuk köşelerine, büfe kenarlarına gidip “ıhh ıhh” sanarak
vurmuşluğunuz var mı? Ya da belki onu Ataköy İri Göğüslü Bayan hatırlamıyorsunuz ama komşunuzun oğlu ya da
yeğeniniz gelince yere düşüp kolumu çarptığında gidip “al sana, al size
kötü dolap . Niye onun canını acıttın” diyorsunuz. Bu davranışınızla aslında kendinize ya da
yeğeninize öğrettiğiniz ne biliyor musunuz? Olan bir olay karşında kendine bakmadan, nerede sorumluluk alamadım, dikkatli olmadım demeden evvel
bir suçlu arayıp, ona kızmayı öğretiyorsunuz. Torununuz uğramadan
evdeki eşyaları kaldırıyor musunuz? Tehlikeli köşelere yastıklar koyup açık pencereleri kapatıyor musunuz? Bu tür müdahalelerle ne yaptığınızın farkında mısınız? Onun öğrenme sürecine karışıyorsunuz. Dikkati öğrenme ve kullanma sürecini erteliyorsunuz. Bu ishi
onun karşılık olaraq
siz yapıyorsunuz. Bir sanyede
görmediğiniz eşyalar çocuğunuzla girdiğini her çevrede
kavram
değiştiriyorlar mı? Fazla
sevdiğiniz bir arkadaşınız aradığında ses çıkaran bir anahtarlık çocuğunuzu bir süre oyalayabiliyorsa, kurtarıcıya; bir karşılık olaraq
batabilir endişesi taşıdığınız çubuklu oda parfümü canavara dönüşüyor. özet olarak
sorayım: Eşyalarınızın sizi
ne öğretmeye çalıştığının farkında mısınız? Onlara değer ve ehemmiyet
veriyor musunuz? Birkaç soruyla sizi
nerede olduğunuzu anlamanız nedeniyle
yardımcı olayım: -açık büfe restorandan aldığınız her herneyi
yiyor musunuz? (sınırlarınızı biliyor musunuz? Yoksa nefsiniz beyleri
ele mi geçirmiş?) -evdeki eşyalarınızın düzenli bakım ve onarımını yapıyor musunuz? (sahip olduklarınıza ehemmiyet
verdiğinizi, şükrettiğinizi gösterir. Bu da beyleri
bir üst zemine taşır.) -kullanmadığınız eşyalar hala evinizin bir köşesinde ya da bir depoda mı? Yoksa onları ihtiyacı olanlara verdiniz mi? (bir gün lazım olur sanarak
tuttuğunuz her şeyle evrene verdiğiniz mesaj, karşılık olaraq
yenisini koyamam endişesidir. Kıtlık bilincine sokar sizi. Bırakın tutunduklarınızı, ihtiyacınız olduğunda yenisi gelecektir. ) -vazgeçemediğiniz eşyalar var mı? Onlardan niye ayrılamıyorsunuz? (artık kullanmadığınız, eskimiş eşyalar erkeklerin
geçmişe tutunduğunuzu gösterir. Bu da yaratım enerjinizi düşürür. Boşaltın dolaplarınızı, yeniye yer açın.) -evdeki tabak çanak takımını günlük ve misafirlik sanarak
ayırıyor musunuz? (kendinize zorunlu
değeri ve önemi vermediğinizi gösterir. Her gün eve gelen konuk
siz olun. Kendinizi sevin. Siz değerlisiniz.) Tutunduğunuz her ne olursa
kolaylıkla bırakmanız ve sadeliğin içindeki hezzi
yaşamanız dileğiyle… Sevgiyle yazdım. Saba Deniz Yaşam ve Nefes KoçuŞuradan...