Kategoriler
- Sağlık
- Gündem
- Moda
- Haftalık Burç Yorumları
- Estetik
- Teknoloji
- Aksesuar
- Alışveriş Rehberi
- Psikoloji
- Kişisel Gelişim
- Mekanlar
- Aşk
- Saç Bakımı
- Burçlar ve Aşk
- Beslenme
- Konser-Müzik
- Stil
- Hamilelik
- Kitap
- Çocuk Gelişimi
- Evlilik
- Spor-Egzersiz
- Sinema
- Cinsellik
- Annenin Not Defteri
- Makyaj
- Cilt Bakımı
- Kariyer
- Yeni Ürünler
- Gezi
- Hediye
- Düğün
- Sergi-Müze
- Dekorasyon
- Samsun
- Parfüm
- Samsun Escortları
- Avrupa Yakası
- Televizyon
- Nişantaşı
- Fındıkzade
- Samsun Escortları
- Bakırköy Escortları
- Samsun
- Bakırköy
- Beylikdüzü Escortları
- Bahçeşehir Escortları
- Avcılar escortları
- Avrupa Yakası Escortlar
- İstanbul escortları
- Nişantaşı Escortları
- Halkalı Escortlar
- Samsun Escortları
- Yenibosna Escortlar
- Samsun
- İstanbul
- Esenler Escortları
- Kadıköy Escortları
- Şirinevler Escortları
- Anadolu Yakası Escortlar
- Bahçeşehir Escortlar
- Kurtuluş
- Avcılar
- Rus
- Esenyurt
- Zeytinburnu Escortları
- Bahçelievler
- Esenyurt Escortları
- Topkapı
- Samsun escort
bu aralar cici kızıma eşyaları öğretmeye çalışıyorum. Onlara özen
etmeyi, sevmeyi, bakmayı, sahiplenmeyi ama benzer
anda
paylaşmayı, tutunmamayı gerektiğinde kolayca vazgeçebilmeyi… Değer vermeyi, ama bir öbür
taraftan da özünü
onunla bütünleştirmemeyi… Değerini eşyaları üzerinden etiketlememeyi… Cicimin eşyalarla bu sıralar arası pek bir haşır neşir. Aralıksız
bir şeylerini kaybedip Orijinel Fotoqraflı escort aramakla meşgul . Ya da onlara çarpıp canını acıtıyor. Bir arkadaşı eşyasını istediğinde ise vermeyi kimi mevsim
reddediyor. Ben de o sebeple otele gelen bayan farkındalığımı eşyalara çevirdim . Uzun zamandır, onları dinlememiş ve söylediklerini duymamış olduğumu değişik bir şey
ettim. Oysaki kendimi tanıma yolculuğumda ne iri
rehberlikleri varmış. Yürümeye ilk başladığınızda çarptığınız koltuk köşelerine, büfe kenarlarına gidip “ıhh ıhh” sanarak
vurmuşluğunuz var mı? Ya da belki onu Ataköy İri Göğüslü Bayan hatırlamıyorsunuz ama komşunuzun oğlu ya da
yeğeniniz gelince yere düşüp kolumu çarptığında gidip “al sana, al size
kötü dolap . Niye onun canını acıttın” diyorsunuz. Bu davranışınızla aslında kendinize ya da
yeğeninize öğrettiğiniz ne biliyor musunuz? Olan bir olay karşında kendine bakmadan, nerede sorumluluk alamadım, dikkatli olmadım demeden evvel
bir suçlu arayıp, ona kızmayı öğretiyorsunuz. Torununuz uğramadan
evdeki eşyaları kaldırıyor musunuz? Tehlikeli köşelere yastıklar koyup açık pencereleri kapatıyor musunuz? Bu tür müdahalelerle ne yaptığınızın farkında mısınız? Onun öğrenme sürecine karışıyorsunuz. Dikkati öğrenme ve kullanma sürecini erteliyorsunuz. Bu ishi
onun karşılık olaraq
siz yapıyorsunuz. Bir sanyede
görmediğiniz eşyalar çocuğunuzla girdiğini her çevrede
kavram
değiştiriyorlar mı? Fazla
sevdiğiniz bir arkadaşınız aradığında ses çıkaran bir anahtarlık çocuğunuzu bir süre oyalayabiliyorsa, kurtarıcıya; bir karşılık olaraq
batabilir endişesi taşıdığınız çubuklu oda parfümü canavara dönüşüyor. özet olarak
sorayım: Eşyalarınızın sizi
ne öğretmeye çalıştığının farkında mısınız? Onlara değer ve ehemmiyet
veriyor musunuz? Birkaç soruyla sizi
nerede olduğunuzu anlamanız nedeniyle
yardımcı olayım: -açık büfe restorandan aldığınız her herneyi
yiyor musunuz? (sınırlarınızı biliyor musunuz? Yoksa nefsiniz beyleri
ele mi geçirmiş?) -evdeki eşyalarınızın düzenli bakım ve onarımını yapıyor musunuz? (sahip olduklarınıza ehemmiyet
verdiğinizi, şükrettiğinizi gösterir. Bu da beyleri
bir üst zemine taşır.) -kullanmadığınız eşyalar hala evinizin bir köşesinde ya da bir depoda mı? Yoksa onları ihtiyacı olanlara verdiniz mi? (bir gün lazım olur sanarak
tuttuğunuz her şeyle evrene verdiğiniz mesaj, karşılık olaraq
yenisini koyamam endişesidir. Kıtlık bilincine sokar sizi. Bırakın tutunduklarınızı, ihtiyacınız olduğunda yenisi gelecektir. ) -vazgeçemediğiniz eşyalar var mı? Onlardan niye ayrılamıyorsunuz? (artık kullanmadığınız, eskimiş eşyalar erkeklerin
geçmişe tutunduğunuzu gösterir. Bu da yaratım enerjinizi düşürür. Boşaltın dolaplarınızı, yeniye yer açın.) -evdeki tabak çanak takımını günlük ve misafirlik sanarak
ayırıyor musunuz? (kendinize zorunlu
değeri ve önemi vermediğinizi gösterir. Her gün eve gelen konuk
siz olun. Kendinizi sevin. Siz değerlisiniz.) Tutunduğunuz her ne olursa
kolaylıkla bırakmanız ve sadeliğin içindeki hezzi
yaşamanız dileğiyle… Sevgiyle yazdım. Saba Deniz Yaşam ve Nefes Koçu
etmeyi, sevmeyi, bakmayı, sahiplenmeyi ama benzer
anda
paylaşmayı, tutunmamayı gerektiğinde kolayca vazgeçebilmeyi… Değer vermeyi, ama bir öbür
taraftan da özünü
onunla bütünleştirmemeyi… Değerini eşyaları üzerinden etiketlememeyi… Cicimin eşyalarla bu sıralar arası pek bir haşır neşir. Aralıksız
bir şeylerini kaybedip Orijinel Fotoqraflı escort aramakla meşgul . Ya da onlara çarpıp canını acıtıyor. Bir arkadaşı eşyasını istediğinde ise vermeyi kimi mevsim
reddediyor. Ben de o sebeple otele gelen bayan farkındalığımı eşyalara çevirdim . Uzun zamandır, onları dinlememiş ve söylediklerini duymamış olduğumu değişik bir şey
ettim. Oysaki kendimi tanıma yolculuğumda ne iri
rehberlikleri varmış. Yürümeye ilk başladığınızda çarptığınız koltuk köşelerine, büfe kenarlarına gidip “ıhh ıhh” sanarak
vurmuşluğunuz var mı? Ya da belki onu Ataköy İri Göğüslü Bayan hatırlamıyorsunuz ama komşunuzun oğlu ya da
yeğeniniz gelince yere düşüp kolumu çarptığında gidip “al sana, al size
kötü dolap . Niye onun canını acıttın” diyorsunuz. Bu davranışınızla aslında kendinize ya da
yeğeninize öğrettiğiniz ne biliyor musunuz? Olan bir olay karşında kendine bakmadan, nerede sorumluluk alamadım, dikkatli olmadım demeden evvel
bir suçlu arayıp, ona kızmayı öğretiyorsunuz. Torununuz uğramadan
evdeki eşyaları kaldırıyor musunuz? Tehlikeli köşelere yastıklar koyup açık pencereleri kapatıyor musunuz? Bu tür müdahalelerle ne yaptığınızın farkında mısınız? Onun öğrenme sürecine karışıyorsunuz. Dikkati öğrenme ve kullanma sürecini erteliyorsunuz. Bu ishi
onun karşılık olaraq
siz yapıyorsunuz. Bir sanyede
görmediğiniz eşyalar çocuğunuzla girdiğini her çevrede
kavram
değiştiriyorlar mı? Fazla
sevdiğiniz bir arkadaşınız aradığında ses çıkaran bir anahtarlık çocuğunuzu bir süre oyalayabiliyorsa, kurtarıcıya; bir karşılık olaraq
batabilir endişesi taşıdığınız çubuklu oda parfümü canavara dönüşüyor. özet olarak
sorayım: Eşyalarınızın sizi
ne öğretmeye çalıştığının farkında mısınız? Onlara değer ve ehemmiyet
veriyor musunuz? Birkaç soruyla sizi
nerede olduğunuzu anlamanız nedeniyle
yardımcı olayım: -açık büfe restorandan aldığınız her herneyi
yiyor musunuz? (sınırlarınızı biliyor musunuz? Yoksa nefsiniz beyleri
ele mi geçirmiş?) -evdeki eşyalarınızın düzenli bakım ve onarımını yapıyor musunuz? (sahip olduklarınıza ehemmiyet
verdiğinizi, şükrettiğinizi gösterir. Bu da beyleri
bir üst zemine taşır.) -kullanmadığınız eşyalar hala evinizin bir köşesinde ya da bir depoda mı? Yoksa onları ihtiyacı olanlara verdiniz mi? (bir gün lazım olur sanarak
tuttuğunuz her şeyle evrene verdiğiniz mesaj, karşılık olaraq
yenisini koyamam endişesidir. Kıtlık bilincine sokar sizi. Bırakın tutunduklarınızı, ihtiyacınız olduğunda yenisi gelecektir. ) -vazgeçemediğiniz eşyalar var mı? Onlardan niye ayrılamıyorsunuz? (artık kullanmadığınız, eskimiş eşyalar erkeklerin
geçmişe tutunduğunuzu gösterir. Bu da yaratım enerjinizi düşürür. Boşaltın dolaplarınızı, yeniye yer açın.) -evdeki tabak çanak takımını günlük ve misafirlik sanarak
ayırıyor musunuz? (kendinize zorunlu
değeri ve önemi vermediğinizi gösterir. Her gün eve gelen konuk
siz olun. Kendinizi sevin. Siz değerlisiniz.) Tutunduğunuz her ne olursa
kolaylıkla bırakmanız ve sadeliğin içindeki hezzi
yaşamanız dileğiyle… Sevgiyle yazdım. Saba Deniz Yaşam ve Nefes Koçu